Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun 2/9/2024 Tarihli ve 75935942-050.01.04-[01/25684] Sayılı Kararı (05.09.2024)      Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 17) (05.09.2024)      Vergi Usul Kanunu Sirküleri/174 (04.09.2024)      Afet Bölgesinde Yapılacak Uygulamalar Hakkında (04.09.2024)      Kahramanmaraş’ta Meydana Gelen Depremlerden Etkilenen Bazı Yerler İçin Mücbir Sebep Halinin Uzatılmasına İlişkin Duyuru (04.09.2024)      Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Taslağı Hazırlanmıştır (04.09.2024)      Gelir Vergisi Genel Tebliği Taslağı Hazırlanmıştır (04.09.2024)      Hazine ve Maliye Bakanlığı Tarafından Kahramanmaraş'ta Meydana Gelen Depremlerden Etkilenen Bazı Yerler İçin Mücbir Sebep Halinin Uzatılmasına İlişkin Duyuru (03.09.2024)      Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 564) (03.09.2024)      Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (02.09.2024)     


Mahir Gencer
Bireysel Emeklilik Primlerinin Gider Kaydı/Ücret Gelirlerinden İndirimi Hakkında Açıklamalar
Mahir Gencer
Arge Harcamalarının Muhasebeleştirilmesi Hakkında Açıklama
Mahir Gencer
117 Nolu Tebliğ Kapsamında Katma Değer Vergisinde Tevkifat Hakkında Açıklamalar (II)
 


...» Vergi Barışı ile İlgili Açıklamalar (05.09.2022)

...» Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 24.06.2022 tarih ve 10250 sayılı kararının uygulanmasına yönelik 07.07.2022 tarih ve 10265 sayılı kararı hakkında açıklamalar… (15.07.2022)

...» BDDK 24.06.2022 tarih ve 10250 sayılı kararı hakkında açıklamalar (06.07.2022)

...» 311 Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği Kapsamında Binek Otolarında Gider Kısıtlaması Uygulaması (02.06.2020)

...» Binek Otomobil Giderleri Hakkında (13.12.2019)

...» Defter Tasdikleri Hakkında (21.12.2017)

...» 2017 Eylül Ekim Kasım Aralık ayı Net Asgari Ücret Farkının Ödenmesi (08.12.2017)



 

 SİRKÜLER
Başkası Adına Düzenlenen Faturaların Kdv İndirimi İle Özel İletişim Vergilerinin Gider Niteliği Hakkında

Tarih: 08.09.2005

Sirkü No: 79/06
 

 

Aşağıda yer alan hususlar ile ilgili olarak Maliye Bakanlığının anlayışında meydana gelen değişikliğe paralel olarak, büromuz anlayışından da değişiklik meydana gelmiştir. Konu ile ilgili yeni anlayış ve  bu anlayışa kaynak teşkil eden görüş ve durumlar ile  bunlar hakkındaki büromuz görüşleri aşağıda yer almaktadır.

 

Başkası adına düzenlenmiş faturalarda yer alan (aboneliği başkası adına olduğundan) katma değer vergilerinin indirimi hakkında;

 

Bilindiği üzere, evvelden bu yana mükellef adına düzenlenmeyen elektrik, su, telefon ve benzeri abonelik çerçevesinde düzenlenen faturalar,  gider kaydı için geçerli ancak katma değer vergisi indirimi için geçersiz belge olduğu yolundaki görüş mevzuata hakim idi. Bu görüşün kaynağı ise Maliye Bakanlığının konu ile ilgili olarak verdiği muhtelif muktezalar olup(1), Büromuz da bugüne kadar bu anlayışa uygun olarak uygulamayı sürdürmüştür.

 

Aşağıda özeti verilen 07.12.2004 tarihli muktezadan anlaşılacağı üzere Maliye Bakanlığının eski görüşünü değiştirdiği ve bundan böyle bu tür faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indiriminin mümkün olduğu  anlayışında olduğu görülmektedir.

 

Konu ile ilgili 07.12.2004 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5529-718/58214 nolu mukteza özeti “ İşyerinde kullanılan başkası adına kayıtlı olan su,elektrik, telefon fatura bedellerinin faaliyette bulunulan işyerine ait olduğunun ve işle ilgili olarak kullanıldığının kesin delillerle ispatı halinde, bu belgelere dayalı giderlerle ilgili olarak yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasının mümkün bulunduğu.” şeklindedir.  Yukarıda verilen özet metinde anlayış değişikliğinin gerekçesi gösterilmemiştir. Muktezanın devamında da bu yönde bir belirleme yapılmamıştır. Ancak bu değişiklik büromuz anlayışına aşağıda göstereceğimiz gerekçeler ile uygun düşmektedir.Şöyle ki;

 

KDV indirimini düzenleyen KDVK 29/1.a bendi “kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve vesikalarda gösterilen katma değer vergisi” nin indirilebileceği şeklindedir. Görüleceği üzere burada iki unsur öne çıkmakta olup, bunlardan biri “kendilerine mal veya hizmet tesliminin yapılması ki olayımızda bu durum Telekom dan alınan telefon hizmetidir. İkinci unsur ise, satın alınan hizmetler karşılığında fatura düzenlenmiş olmasıdır.

Olayın problemi burada olup bu güne  kadar ki uygulamada Maliye Bakanlığı, faturanın kullanan mükellef adına düzenlenmediği gerekçesi ile indirime esas  belge olarak kabul etmiyordu. ( gider yönünden ise kabul ediyordu) Halbuki yukarıda verilen  yasa maddesinde;  indirim için tek şart belgenin fatura olmasıdır.

( bunun böyle olması da  doğaldır, çünkü fatura dışında makbuz ve benzeri belgeler ile hasılat kavranamayacağından bu belgelerde yazılı kdv nin indirimine müsaade edilmemiştir) Ayrıca bu tür durumlarda faturanın kullanıcı adına düzenlenmesi kurumların kendi mevzuatları gereği de mümkün değildir. Ayrıca Maliye Bakanlığı bu tür durumlardaki faturaların defterlerde gider belgesi olarak kullanılmasını eleştirmediği gibi, şekle riayetsizlik yönünden de eleştiride bulunmamış, başka ne tür belge düzenleneceğini de öngörmemiştir. O zaman Maliye Bakanlığı nezdinde  bu tür belgeler içerik veya şekil yönünden mevzuata uygun belgelerdir.  Eğer durum bu ise, bu belgelerde yer alan katma değer vergisinin indirimi de mümkün olmalıdır.

 

Özel iletişim vergilerinin gider olarak kabulü hakkında;

Önemli Açıklama: Maliye Bakanlığı  2005/7 sayılı sirküleri ile aşağıdaki yazımızın aksine açıklama yapmıştır. Görüşümüz değişmemiş olmasına rağmen, Bakanlık açıklamaları doğrultusunda uygulama yapmak gerektiğini hatırlatmak isteriz.

 

6802 sayılı gider vergileri kanununun 39 ncu maddesi hükümlerince  01.01.2004 tarihinden itibaren uygulanmakta olan “Özel iletişim vergisi”, haberleşme hizmetleri üzerinden alınmakta olup, günlük yaşam ile ilgili olarak PTT ve GSM (cep tel) görüşme ücretlerine ilişkin faturalar üzerinde rastlanmaktadır.

 

Yasanın yürürlüğe girdiği dönemden bu yana hakim olan anlayışa göre, telefon görüşme faturaları ile ödenmekte olan “ özel iletişim vergileri” gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmemektedir. Bu anlayış bu güne kadar hiçbir surette sorgulanmadan olduğu gibi kabul görmüştür. ( bunun nedeni, bu verginin 1999 ağustos depreminden sonra çıkarılan ek vergilerden biri olduğu, 01.01.2004 tarihinde ise gider vergileri kapsamına 39 ncu madde ile dahil edilmesine rağmen aynı isim ile yasalaştığından eski verginin aynısı anlayışının hakim olmasıdır)

 

Son zamanlarda bir meslek mensubunun bu verginin gider kaydedilmeyeceği hususundaki yasada yer alan ifadenin muhatabının kimler olduğu yönündeki mukteza talebine, Maliye Bakanlığı 02.08.2005 tarihli mukteza ile; ” özel iletişim vergisi mükellefleri tarafından <PTT,Telsim,Turkcell gibi> verilen telekomünikasyon hizmeti nedeniyle şirketiniz adına düzenlenen faturalarda yer alan hizmet bedeli üzerinden hesaplanan özel iletişim vergisinin tarafınızca gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir”  şeklinde görüş vermiştir. (2)

 

Bu güne kadar sorgulanmadan kabul edilen anlayış (01.01.2004 tarihine kadar doğru olan), bilebildiğimiz kadarıyla  maalesef  hemen hemen tüm meslek mensupları tarafından  kabul edilmiştir. Bunun dayanağı ise deprem vergilerine ilişkin 4481 sayılı yasanın 10/c maddesindeki “ ödenen vergiler gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak kabul edilmez” hükmünün bir benzerinin 5228 yasanın 38 nci maddesi ile 6802 sayılı yasaya 39 ncu madde olarak eklenen (1.1.2004)yeni özel iletişim vergisinin sondan bir önceki paragrafında yer alan “bu vergi,katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi  uygulamasında gider kabul edilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez” şekli ile yeni yasada da yer almış olmasıdır.

 

Bakanlık muktezasından sonra yasa metni tarafımızca tekrar incelendiğinde, bu ifadenin bu verginin mükellefleri ile ilgili olduğu, çünkü vergiyi bunlar hesapladığından, KDV matrahına dahil edilmeme ile ancak bunların ilgili olabilecekleri, gider kaydedilmeme ile ilgili olarak ise, bu bu verginin mükellefi olan iki şirketin birbirinden hizmet alması halinde bu hizmete dahil Ö.İ.V nin indirim mekanizması ile telafi edileceğinden ayrıca gider kaydedilmeyeceğine atıf yapıldığı (KDV uygulamasında da satın alınan mal veya hizmet nedeniyle ödenen vergi gider kaydedilmez), ayrıca, tüketiciler tarafından ödenerek maliyet unsuru olan bu verginin gider kaydedilmemesine yönelik maddeye hüküm konuyor olmasının ülkemizde var alan mevzuat anlayışına uymadığı, satın alınan bir hizmetin unsuru olan bir verginin, vergi uygulamasında gider olmayacağı  örneğine bugüne kadar rastlanmadığı, ( ek vergiler depreme yönelik olağan üstü döneme ilişkin özel vergilerdir, binek otoların MTV’ lerinin gider yazılmaması da amaca yönelik bir özel bir düzenlemedir. 5228 sayılı yasa ile düzenlenen özel iletişim vergisinin böyle bir yönü yoktur.) mahsup edilmez ifadesi ile de, bu verginin mükellefi tarafından indirim ile telafi edilememesi  halinde  doğan alacak fazlalığının (devreden Ö.İ.V’nin) başka bir vergiye mahsup edilemeyeceğinin kastedilmek istendiği, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmaya çalışılan üç durumun da ancak  mükellef firmalar açısından olabileceği sonucuna varılmıştır. ( geç kalınmış ta olsa mantığı anlaşılmış oldu)

 

Bu açıklamalara göre, bundan böyle bu tür hizmet alımları nedeniyle ödenen özel iletişim vergileri, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilebilecektir.

 

 

 

 

(1) Eski uygulamaya ait mukteza, (26.05.97/B.07.0.GEL.0.55-5501/21499 nolu)

(2) 25.08.2005 tarihinde Alo Maliye sitesinde Hüsamettin Nursoy makalesinde  yer almaktadır.



DOSYAYI İNDİR (Sağ Tık/Farklı Kaydet)